KUDUS

KUDUS

5 Eylül 2014 Cuma

Kudüs'ü Düşünme Saati

Kudüs'ü düşünme saatiniz gelince hep böyle olursunuz.
Katı, kalın, yalın ağırlığı ne kadar da somut duyarsınız! "Oh be! Ülkeme, Ortadoğu'ya, tüm yeryüzüne öğretisel bakabiliyorum" dersiniz.
Adeta tarihi taşıyor gibi; onurlu ama şimdi suçlu; başınız dimdik bir an sonra yerde; kalakalırsınız öylece. Yasa batmış Kudüs bu! Elinizi uzattınız; zincirleri mi kıracaksınız?
Yurtsuz kalan Filistinlilerin direniş ateşinin çıngıları göklere saçılır ve ıssız İstanbul gecelerinde toplarsınız bunları. "Bağımsızlık! Özgürlük!" seslerini canevinizde duyarsınız.
Kudüs'ü düşünme saatinizde, İstanbul güneye doğru akar, Kudüs de biraz kuzeye çekilir, içinizde gizli gizli konuşurlar, bir evrensel acıyı paylaşırlar, yeniden İstanbul kuzeye çekilir, Kudüs güneye çekilir. Bir kesin gerekliliği salt ülkeniz için değil, yeryüzü için de yaşamın değişmez, ebedi ölçütü sayarsınız.
Tam o anda, YÜCE ÖNDER'in MEDİNE YÜRÜYÜŞÜ'nü bir kez daha algılamak için, tüm duyarlığınızı, tüm bilincinizi, devindirmeye çalışırsınız. İnsana olan güveninizle içiniz genişleyip de yüzünüze erinç doluştu mu, sanatı edebiyatı tüm evrensel değerlerle sürekli olarak ölçümleyip öz'ü araştırma çalışmalarınıza iştahla koyulursunuz.
Kudüs'ü düşünme saatinizde, "zaman" hızla yepyeni bir devir yapar: "mekan" ırgalanır, çürümüş yerlerini kendi kendine oyarak atar. Tam vakti diyerek, o tan saatinde, içinizde kabara kabara akan ırmaklara tutar ağlar atarsınız. Sanatsal gizilgüçlerinizi, yılanların deri değiştirdikleri mevsimlerde çok özgül yapıtlarla insanlara sunmanın engin hazzını duyarsınız.
Tanık olduğunuz her acıyı, olayı, yangını, ihaneti, dirençsizliği, kaypaklıkları ayrıntılarıyla saptamak istersiniz.

Kudüs'ü düşünme saatinizde boynunuzu içine çeker, bir dere kenarındaki yeni düşünmeye uğraşan bir köylünün alçakgönüllü saflığını yüreğinizde duymaya çalışarak, Süleymaniye Camiine bakakalırsınız.
Nuri PAKDİL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder